Bazen geçmişten bir şeyi hatırlatmak için hikaye anlatmaya gerek yoktur. “O gün” dersin, anlaşılır. İşte, ”7 Nisan 2012” tarihi Samsunsporlular için öyle bir gündü. Samsun’un son yıllardaki en büyük travmalarından birinin yaşandığı o geceye dair herkesin belleğinde kötü bir kare vardır muhakkak.
Elbette Samsunspor ilk defa küme düşmemişti. Fakat beş yıllık hasretin sonunda lige çıkılan ilk sezon, göz göre göre yapılan yönetimsel hatalar, lig boyu geriden gelinmesi ve buna rağmen ihalenin son maça taşınması dramatizeyi kattı da kattı. Sonuçta hikaye kötü bitti. Hikayenin kötü adamı da normal olarak rakip oldu. Sivasspor o maça enteresan bir amaçla çıkmıştı. Yayıncı kuruluşa şike sezonunun telafisini sağlamak için “Hollanda-Belçika kırması bir fikstür” ayarlanmış, lig sonunda 5. ve 8. Olan takımların Play-Off mücadelesinin galibini 4. ile baraj maçı oynatıp, son Avrupa biletiyle ödüllendirme yoluna gidildi. Tabii ki buradaki gerçek amaç ekstra maç oynatmaktı. Peki Sivasspor, bu uzun ve mantık dışı amaç için maça bu kadar asılır mıydı? Asıldılar!.. Ama sonuçta ne onlara Avrupa yar oldu, ne de biz Süper Lig’de kalabildik. O gece teknik direktörümüz Mesut Bakkal’dı…
Hafta sonu Sivasspor’a konuk olacağız ve bu kez daha olabilecek hedeflere sahip bir rakip var karşımızda. Geçtiğimiz sezon aslında iyi kadrosu olan fakat ''düşecek değiliz ya'' psikolojisiyle zaaflı birkaç bölgeyi tamamlamaktan ısrarla kaçınan, sonuçta küme düşen kulüp bu sene ciddi bir risk aldı. Eşine pek rastlanmayacak oranda kadrosunu korudu Sivasspor. Bununla da yetinmeyip, ciddi transferlerle bu iskeleti daha da güçlendirdi. Sene sonu istediklerine ulaşamazlarsa ilerleyen dönemde maddi problemler baş gösterebilir.
Bu iddialı kadro, sezonun 2. haftasında Samsun’a geldi. Karşılarındaki Samsunspor, transfer yasağının da etkisiyle tarihinin en güçsüz kadrosuyla, en zor 17 haftasına başlıyordu. Maç 0-0 bitmişti.
Yorumcular, Süper Lig kalitesindeki Sivasspor kadrosunun lige adaptasyonundan bahsederken, tribünler; 2012’deki kötü kareleri anıp ''bu muydu yani'' diye iç geçirdi. O gün rakibin teknik direktörü, Osman Özköylü’ydü…
Teknik direktörlerdeki bu ilginç denk geliş dışında, oyunculardan da iki takım formasını giyen isimler var elbet. Fakat bu bir maç önü yazısıysa, maça ait öngörülerimizi belirtmek için biz sadece iki oyuncuyu mercek altına alalım.
Öncelikle “nasıl gol atarız” sorusuna bir cevap vermeye çalışalım. Sivasspor cidden iyi bir takım. O yüzdendir ki, geçen hafta Türkiye Kupası’nda çeyrek finale kaldılar ve bu kimseyi şaşırtmadı. Çok fazla problemi bulunmayan bu takımın, en belirgin açığı Ziya’nın arkasına kaçan toplar. 2012’de Sivas’ta oynanan maçın kahramanı olan Ziya, o günden bugüne başarıyla takımında devam etse de, bu sene defansif aksiyonlarda yanındaki stoper Hasan Hatipoğlu’yla iyi bir görüntü vermedi. Bu değerlendirilebilir. ''Savunma arkasına koşular yapan Murat Gürbü…!?!....'' neyse vazgeçtim. Şaka bir yana hem Altınordu’dan gelenlerin, hem de Hollandalı futbolcularımızın fiziksel olarak hazır olmadıklarını göz önüne alırsak, daha hazır konumdaki Konyaspor’dan gelen futbolcularımız Vedat ve Abdulkerim’den bu bir aylık dönemde maksimum düzeyde faydalanmalıyız.
'' Nasıl gol yeriz ve neye dikkat edelim'' dendiğinde ise akıllarda tek kişi var elbette; Theofanis Gekas!.. Gekas’ı ve onun Samsunsporlular'da hissettirdiklerini anlatmak için ayrı bir şeyler karalamalı. Elbette sadece şunu söyleyelim; Samsunspor’un kesinlikle son fenomeniydi. Uğruna göz yaşları döktüğü , Türkiye’deki ilk göz ağrına karşı ilk kez sahaya çıkacak. Biraz yaşlandı ama ne fark eder. Kalıcı olan klas değil mi? Fanis’i izlemek rakip de olsa keyifli olacak. Bakalım hocamız ona karşı nasıl bir plan hazırlayacak? Muhakkak özel önlem alınması gereken bir oyuncu. Gekas’ın hafızalarda en fazla kaldığı maç, şüphesiz 3-1’lik Fenerbahçe maçıydı. Fenerbahçe tarafından o gün alınan önlem, Serdar Kesimal’ın başına gelenler ve o kırılma sonrasındaki kariyerinin gittiği yer herkesin malumu. Bu açıdan Serdar’ı oldukça andıran Kaptanımız !.. Osman N’diaye, umarım Osman Özköylü tarafından Gekas’ın çözümü olarak görülmez.
Comments