
Hem Süper Lig hem de 1.Lig’de küme düşmemeye oynadığımız, her zaman alıştırıldığımız şekilde maddi zorluklarla boğuştuğumuz, puanlarımızın silindiği, eşi benzeri görülmemiş cezalar aldığımız ve daha birçok acılar çektiğimiz sezonlar yaşadık. Tüm bunları da göz önünde bulundurursak bu yıl ki kadar çile dolu bir sezonumuz olmadı.
Geçen yaza döndüğümüzde yönetim bir önceki sezon sonunda transfer yasağımızın olacağını biliyordu. Buna rağmen elinde tutabileceği bazı oyuncuları tutamadı ya da tutmak istemedi. Bu durumu pek ciddiye almadı da diyebiliriz. Bu şekilde söylüyorum çünkü bahsettiğimiz oyuncular peşinde onlarca kulüp olan futbolcular değildi. Sadece yasak kalkana kadar takımda idare edebilecek oyunculardı. Bu durumun yanına taraftarın ısrarla istemediği hocayla devam kararı aldı. Ve sezona bu şekilde başlanacağı belirtildi. Açıkçası o gün tek hedefimizin ligde kalmak olduğu kesinleşmişti. Fakat iki kararı yan yana koyduğumuzda transfer yasağınız varken yapabileceğiniz en iyi hamle bu ligi gerçekten iyi tanıyan ve rüştünü ispat etmiş bir hocayla anlaşmak olmasına rağmen yönetim bu konu hakkında hiçbir şey yapmadan başlamayı tercih etti.
Sonuç olarak bu kararlar bize ligin ilk 16 haftalık devresinde pahalıya patladı. Sadece 6 gol atarak ve 11 puanla ligin dibinde tamamladık ilk devreyi. Üstelik bu süreçte, hoca değişikliği yapılmış, sezona Sivasspor’da başlayan Osman Özköylü ile 2.5 yıllık sözleşme imzalanmıştı. Buna rağmen Samsunspor’umuz ilk devrenin son dört karşılaşmasından hiç puan alamadan ayrıldı. Devre arası geldiğinde önce transfer yasağı kaldırıldı, sonra sırasıyla tam 13 oyuncuyu kadromuza kattık. Bu sürecin yaşanacağı, bırakın Aralık 2016 tarihini, geçen sezonun bitimiyle belliydi zaten. Bu nedenle herkes, defaten ‘’zaten hazır’’ denilen transferler için daha umutluydu.
Devre arası bittikten sonra Bandırma ve Adana Demirspor deplasmanlarında alınan mağlubiyetlerle umutsuzluk artmış, transferler sorgulanmıştı. Buna rağmen Büyük Samsunspor Taraftar’ı armasını yalnız bırakmadı. İlk devre ki durumda bile takımı bir şekilde ayakta tutan taraftar yine sırtladı takımını. Sürekli önüne sunulan bahanelere rağmen iç saha, deplasman demeden her zaman ki gibi doldurdu tribünü. Takım puanlar topladıkça daha da umutlanan bizler artık bu işi bitirmek lazım dediğimizde deplasmanda Şanlıurfa maçını oynamış ve kazanmıştık. Play-off hesaplarının bile yapıldığı ortamda herkesin aklında önce ligde kalmayı garantilemek vardı. Şunu da belirtelim ki bu endişeyi, bu korkuyu bizlere yükleyenlere, buna sebep olanlara haklarımız helal değildir. Biz bu tür düşüncelerle geceleri uyuyamazken rahat rahat konuşup, gülerek gezenlerle de hiçbir zaman işimiz olmayacaktır.
İçeride ki Manisa ve Elazığ maçlarında ki görüntü bize takımda bir gevşeme olduğunu gösteriyordu. Bu kadar açık bir şekilde belliyken ve sonu telafi edilemeyecek yerlere çıkacakken, yönetimin hiçbir şey yapmadan bu süreci geçirmesi akıl alacak iş değildi. Sonrasında alınan sonuçlar, öne geçip verilen maçlar, sezon boyu yapılan hatalar ve daha saymakla bitiremeyeceğimiz saçma sapan olaylar sonucu, ne oldu ne bitti iş yine son haftaya kaldı.
Sonuç olarak son altı yılda ki 4. final maçımıza çıkacağız. Ve görüyoruz ki taraftarımız tüm yaşananlara rağmen canını dişine takıp bu armayı, bu formayı, şanlı SAMSUNSPOR’unu ligde tutmanın derdine düşmüş, gecesini gündüzünü yaşamadan maça hazırlanmanın peşinde. Rakibe sahayı dar etmenin, sesi kısılıp nefesi kesilinceye kadar desteğini vermenin peşinde. Büyük Samsunspor Taraftarı her zaman ki gibi siyahın matem kattığı kırmızı-beyaz renklerini yere düşürmeden göğe çıkarmanın derdinde. Ya yönetim? Hani o ileri gelenler? Bizimle aynı derde sahip diğer illerde ki hareketliğe yapılanlara bakınca bu şehirde neden bu durgunluk? Bas bas bağırıp kampanya yapın diye bağırdığımızda bize hesap kitap çıkaran yönetimler, durum en kritik noktaya geldiğinde ‘’1 TL’’ yapılan biletlerle taraftara sarılıyor yine. O stadı taraftara tüm imkanlarıyla açmak varken, taraftar için işi kolaylaştıracak bir girişimi bile yok kimsenin. Ceza almasak n’olur, para ödemesek n’olur Samsunspor düştükten sonra.
Bilinmesi gereken bir durum daha var. Bu taraftarın sabrı kalmadı. Sınandı, taş oldu, çatladı! Hesap sorulmayacak sananlar önde ki fotoğrafa bakıp yanılmasınlar. Desteğini sezon boyunca arma aşkıyla verenler, o hesabı en layığıyla soracaklardır. Genelde gördüklerine aldanmasınlar. Hangi şehir, hangi mevki, hangi durumda olursa olsun bu takımla yatıp kalkan, hayatının en önemlisi, vazgeçilmezi olan binlerce taraftar, durdurulamaz! Sorar bu hesabı, emin olabilirler. İşi taraftara bırakanlar ise merak etmesinler. Büyük Samsunspor Taraftarı gereken bir puanı da alır, armasını ligde de tutar. Yeter ki siz son kez, her türlü acıya, haksızlığa boyun eğmemiş armayı taşıyan o formanın! bu yolda savaşmış ve hayatlarını kaybetmiş insanların terlettiği o formanın hakkını verin ! Bu cesareti, gücü başka yerde aramanıza gerek yok. Armaya bakın, ona inanın, aradığınız güç, lazım olan cesaret, Ulu Önderli Arma'da saklı !!!
Comments