“Dik duruş nedir?” Bugün bu soruya verilecek binlerce cevap, gösterilebilecek binlerce örnek bulabilirsiniz. Ancak “dik duruşlu bir insan söyleyebilir misiniz?” diye soru sorulduğunda verebileceğiniz cevaplar maalesef sınırlıdır. Öyle her durumda karakterinden, duruşundan ve değer verdiği kavramlara olan bağlılığından vazgeçmeyecek insan zor bulunur bu dönemde. Biz Samsunspor taraftarları da, hep karşılıksız seven kişilerden olduk.
Yanlış anlaşılmasın, akşam kolası ve çereziyle tuttuğu İstanbul takımlarının maçlarını izleyip, ertesi gün Samsunspor konusunda ahkam kesenlerden bahsetmiyorum. Samsunspor kaybettiğinde bütün bir haftayı kötü geçiren, kazandığında ise mutluluğun en güzelini yaşadığını düşünen taraftarlardır anlatmak istediğim. Onlar, takımları hangi durumda olursa olsun bağlılıklarından bir nebze bile vazgeçmezler. Çünkü onlar için asıl önemli olan sportif başarılar değil, tertemiz duygularla takımlarına olan gönül bağlarıdır. Onlar, kendileri gibi yürekli futbolcular, kendileri gibi azimli teknik direktörler ve kendileri gibi cesur bir başkan isterler. Ancak ne yazık ki, günümüz futbol anlayışındaki maddi gereksinimler bu değerleri ortadan kaldırmıştır. Dolayısıyla da taraftarın istediği futbolcuyu, teknik direktörü ve başkanı bulmak neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
Birkaç gündür Samsun’da, özellikle de Samsunspor taraftarlarında çok farklı bir heyecan var. Zorluklarla mücadele ettiğimiz böyle bir dönemde, İsmail Uyanık başkanın Samsun’a gelmesi, taraftarlarla buluşması ve Samsunspor idmanına gidip futbolcularla konuşması bizleri ziyadesiyle memnun etti. “Acaba gelir mi?” soruları yeniden aklımızı kurcalar hale geldi. İşte bizi bu heyecana ve düşüncelere iten yegane kişi, yukarıda anlattığımız özellikleri bünyesinde toplayabilmiş olan İsmail Uyanık’ın kendisidir. Taraftarının boynunu hiç bükmemiş, Samsun’un, Samsunspor’un ve Samsunspor taraftarının her zaman yanında olmuş, kendini büyük zanneden takımlara karşı Samsunspor’u her şartta cesaretle savunmuş bir kişi olması, gönlümüzün en güzel yerinde daima yer bulmasına sebep olmuştur.
Onun döneminde altyapımızdan çıkardığımız kaliteli oyuncular, neticesinde elde edilen başarılar ve Türkiye’nin her yerinde Samsunspor’a duyulan saygı bunların göstergesidir. Ancak, biz yine her şey gibi onun da kıymetini Samsunspor başkanlığını bıraktıktan sonra anlayabildik. Ne olursa olsun, o her zaman bizim hafızalarımızda “dik duruş abidesi” olarak kalmıştır. Son zamanlarda yaşadığımız aksilikler ve sıkıntılar onun ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu yeniden hatırlatmıştır. Ancak şu durumda keşke tekrar gelse, keşke Samsunspor’u yine en güzel günlere taşısa diye beklemekten başka çaremiz yok. Elbette benim bunları çok duygusal davranarak yazdığımı düşünenler olabilir. Belki de bu düşünce doğru ama aşağıdaki soruların cevabını verirseniz, neden İsmail Uyanık’ı bu kadar sevdiğimi anlayabilirsiniz diye düşünüyorum.
1. İsmail Uyanık başkan olsaydı, 7-8 yıl önceki futbolcu alacakları sebebiyle ceza alır mıydık? 2. İsmail Uyanık başkan olsaydı, kulüp yöneticilerinin saçma sapan sözleşme imzalattığı futbolcularla muhatap olur muyduk? 3. İsmail Uyanık başkan olsaydı, başarısız olan bir başkana bu denli borcumuz olur muydu? 4. İsmail Uyanık başkan olsaydı, Play-Off final maçını seyircisiz oynar mıydık? Samsunspor o sahaya çıkar mıydı? Tetikçiler Samsunspor’a öyle bir ceza verebilirler miydi? 5. İsmail Uyanık başkan olsaydı, Umar kaçabilir miydi? 6. İsmail Uyanık başkan olsaydı, Osman Özköylü taraftarla bu şekilde konuşabilir miydi?
Elbet bir gün Büyük Başkan !..
